25 Mayıs 2008 Pazar

GÜÇ KAYNAĞI



GÜÇ KAYNAĞI !.. İlimizde sadece Yayladağı bölgesinde yetişen Çemşir otunun içerdiği zengin bileşim ve maddelerle özellikle cinsel yaşamın renkli geçmesine katkı sağladığı ifade edildi. Yayladağı Keldağı’nda özel olarak yetişen ÇEMŞİR OTU ile ilgili bilgi veren Candır köyü muhtarı Bekir Altaş, bu bitki türünü incelemek üzere yıllardan beri ulusal ve uluslar arası alanda birçok bilim adamının bölgeye geldiklerini, birkaç yıl önce bir Profesörün incelediği Çemşir otu için 3-4 kez bölgeye yeniden geldiğini ve özelliklerini sıralarken cinsel yaşama renk kattığını kendisine söylediğini ifade etti. Bir bilim adamının incelediği Çemşir otu için “Akşam yatağa girmeden önce yenmeli” şeklinde espride bulunduğunu da söyleyen muhtar Bekir Altaş, bu bitkinin Yayladağı dışında bir başka bölgede yetişmediğinin de üzerini önemle çizdi.

22 Mayıs 2008 Perşembe

YAYLADAĞINDA SON 1 HAFTA

SEVGİLİ YAYLADAĞI VE GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZ SİZLER 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINDA NELER YAPTINIZ ? BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTERMİSİNİZ. YAYLADAĞINDAKİ BAYRAMDA GENÇLERİMİZİN YARINLARIMIZIN RESİMLERİNİ Mİ? ÇEKTİNİZ PRKİ BUNLARI BİZİMLE PAYLAŞMAYA NE DERSİNİZ. GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZ SİZLERDE 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI GURBETTE NASIL GİDİYOR YAYLADAGLILARA RESİM ŞİİR VE YAZILARINIZLA BİŞİLER MIRILDANMAYA NE DERSİNİZ ( belgecik@hotmail.com ) adresinden online destek alarak wep sitemizdeki yerinizi resimleriniz şiirleriniz ve yazılarınızla süsleyiniz İLGİNİZE SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ TÜM YAYLADĞLI VE GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZİN 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINI EN İÇTEN DİLEKLERİMİZLE KUTLARIZ.
YAYLADAGLIYIZ YÖNETİMİ (Dj-ToCMaC)


19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Yayladağı’nda da coşkuyla kutlandı.

19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Yayladağı’nda da coşkuyla kutlandı.19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ve gençlik haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler 15 Mayıs Perşembe günü saat 11:00’da Atatürk Büstüne Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Çelenginin İlçe Kaymakamımız Süleyman ÇELEBİ tarafından konulmasıyla başladı. Atatürk büstüne çelenk konulmasının ardından halkımızın yoğun katılımıyla gerçekleştirilen gençlik yürüyüşü yapıldı.Gençlik yürüyüşünün ardından Devrent Piknik alanı ile Belediye Binası arasında çeşitli kategorilerde atletizm kros müsabakaları yapıldı. 19 Mayıs Pazartesi günü etkinlikler, Atatürk Meydanındaki Atatürk büstüne çelenk konulmasının ardından Yayladağı İlçe Stadında devam etti. Etkinliklerde İlçe Milli Eğitim Müdür V. M. Erkan ŞERİFOĞLU günün anlam ve Önemini belirten bir konuşma yaptı. Öğrencilerin hazırlamış olduğu çeşitli koreografileri sergilemelerinin ardından okunan şiirlerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor bayramı kutlamaları Gençlik Haftası etkinlikleri sona erdi.

Pilav Günü

Yeniceköy ilköğretim okulu, Olgunlar İlköğretim okulu ve Şakşak İlköğretim okulu öğrencilerin birbirlerini tanımaları, yaşadıkları yerlerin güzelliklerinin farkında olmaları, köylerini ve ülkelerini daha çok sevmeleri için üç okul birleşerek 14/05/2008 Çarşamba günü “PİLAV GÜNÜ” düzenlediler.Pilav Gününe ilçe kaymakamımız Süleyman ÇELEBİ, İlçe Milli Eğitim Müdür V. M. Erkan ŞERİFOĞLU,Şube Müdürü Hikmek GÜMÜŞTAŞ, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet AYDIN ve Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanları katıldı.

Atatürk, Keldağ'ın Zirvesinde Anıldı


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) öğrencileri ve öğretim görevlileri, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Suriye sınırında bulunan 1729 rakımlı Akdeniz bölgesinin en yüksek dağına tırmanarak dağın zirvesine Türk bayrağı dikti.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen zirve yürüyüşü kapsamında Suriye sınırında bulunan Akdeniz bölgesinin 2. Hatay'ın ise en yüksek dağı olan 1729 rakımlı Keldağ'ın zirvesine öğrenci ve öğretim görevlileri tarafından Türk bayrağı dikildi. Sabah erken saatlerde konvoy halinde Antakya'dan Yayladağı ilçesi sınırlarında bulunan Keldağ eteklerine gelen 280 öğrenci ve öğretim görevlisi, sınır karakol görevlisi askerlerin refakatinde tırmanışa geçti. Hatay'da ilk kez MKÜ tarafından gerçekleştirilen ve geleneksel hale getirilecek olan zirve yürüyüşüne öğrencilerin yanı sıra ilerlemiş yaşlarına rağmen öğretim görevlileri de büyük ilgi gösterdiler. MKÜ Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda da öğrencilerle birlikte Keldağ'ın zirvesine tırmanmak için ter döktü. Yaklaşık 5 saat süren zorlu tırmanışın ardından zirveye varıldı. Türkiye-Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan ve stratejik bir öneme sahip olan (Cebeli Akra) Keldağ'ın zirvesine varıldı. Dağın zirvesine öğrenciler ve öğretim görevlileri tarafından Türk bayrağı dikildi. Saygı duruşunda bulunan ve İstiklal Marşı okuyan grup, daha sonra hep bir ağızdan "Dağbaşını Duman Almış" marşını söyledi. Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canda burada yaptığı konuşmada, "Türkiye'de ve üniversitemizde artık gardırop Atatürkçülüğü devri bitmiş, aktif Atatürkçülük devri başlamıştır. Aktif olmak ancak böyle zirvelere tırmanmakla olabilir" dedi.
"Saatlerce yürüdükten sonra Hatay'ın en yüksek dağına tırmandınız ve Türk bayrağını diktiniz. Sizleri kutluyorum" diyen Canda, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnanıyorum ki Mustafa Kemal Üniversitesi öğrencileri ve öğretim görevlileri olarak bundan sonra da Türk bayrağını bilimsel, kültürel, sporsal alanda ve yaşamın her alanında dünyanın en yüksek tepelerine dikeceksiniz. Bu ancak çalışarak olur arkadaşlar, alın teri dökerek olur, bilek gücü ile emek vererek olur. Oturduğun yerde gardıropta olmaz. Onun için Türkiye'de artık aktif Atatürkçülük başlamıştır. Kim çalışıyorsa, ilerliyorsa, bilimsel, sanat, ticaret, ekonomi kısacası her alanda Türk bayrağını en yükseğe çıkartıyorsa işte en büyük Atatürkçü, en büyük yurtsever, en büyük vatansever odur".
MKÜ öğrencileri de, 19 Mayıs nedeniyle düzenlenen zirve yürüyüşüne katıldıkları için mutlu olduklarını ve tekrar yapılmasını istediklerini söyledi.

19 Mayıs 2008 Pazartesi

19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN(Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik)

SEVGİLİ YAYLADAĞI VE GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZ SİZLER 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINDA NELER YAPTINIZ ? BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTERMİSİNİZ. YAYLADAĞINDAKİ BAYRAMDA GENÇLERİMİZİN YARINLARIMIZIN RESİMLERİNİ Mİ? ÇEKTİNİZ PRKİ BUNLARI BİZİMLE PAYLAŞMAYA NE DERSİNİZ. GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZ SİZLERDE 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI GURBETTE NASIL GİDİYOR YAYLADAGLILARA RESİM ŞİİR VE YAZILARINIZLA BİŞİLER MIRILDANMAYA NE DERSİNİZ ( belgecik@hotmail.com ) adresinden online destek alarak wep sitemizdeki yerinizi resimleriniz şiirleriniz ve yazılarınızla süsleyiniz İLGİNİZE SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ TÜM YAYLADĞLI VE GURBETTEKİ HEMŞERİLERİMİZİN 19 MAYIS 1919 ATATÜRK`Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINI EN İÇTEN DİLEKLERİMİZLE KUTLARIZ.
YAYLADAGLIYIZ YÖNETİMİ (Dj-ToCMaC)

ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI

( 18 – 19 Mayıs )



19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.

1914'de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü. Savaş öncesi Avrupa'nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı. Birbirleriyle savaştılar. Bu savaş­ta bizimle birlikte onlar yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıl­dık. Savaş sonunda Mondros Silah Bırakışması imzalandı. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu.

Trablusgarp'da Birinci Dünya Savaşı'nda Anafartalar'da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu kurtarmak için Anadolu'ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru'na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet Gerçekçi şöyle anlatıyor : «Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun'a az bir yolumuz kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O'nun kamarasından çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi. Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19 Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun'da sevinç gösterileri ile karşılandı.» Burada bir hafta kalan Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza'ya geldi. Çalışmalarını burada da sürdürdü.

Mustafa Kemal, Amasya'da yayınladığı genelge ile ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığını kurtarmak için birlikte çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa'nın bu çalışmalarından hoşnut değil­di. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul’a çağırdı. Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek askerlikten çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bundan böyle çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a gitti. Sivas Kongresi'nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.

Mustafa Kemal Paşa Sivas'tan sonra Ankara'ya geldi 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu. Bu ordular düşmanlarla çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı gündür. Bugün aynı zamanda Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mızdır. Spor beden eğitimidir. Spor bedeni geliştirir. Sağlıklı olmamızı sağlar. Spor yapanlar hayatta daha başarılı olurlar. İyi bir sporcu sağlam bedenli, becerikli ve başa­rılı bir insandır, içki, sigara kumar gibi alışkanlıkları yoktur. Spor kötü alış­kanlıkların edinilmesine fırsat vermez.

İlk, orta, lise ve dengi okullarımızda izci örgütleri vardır. İlk okullar­daki bu örgüte küçük izci denir, izcilik, öğrencileri yaşamın güçlüklerine alıştırır. İzcilerin özel giysileri, çantaları, mataraları, ipleri ve çakıları vardır. Beden eğitimi öğretmenleri izcilere yürüyüşler yaptırır. İzciler için yaz aylarında ormanda, yaylada, göl ve deniz kıyısında izci kampları kurulur. Bu kamplarda izciler yaşamın güçlüklerine alışırlar.

19 Mayıs'ta yurdumuzun her yerinde izciler, öğrenciler ve gençler spor gösterileri yaparlar.

19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «Atatürk'ü Anma Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. Atatürk bir söyleşi sırasında : «Ben 19 Mayıs'ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlan­gıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk'ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.



BAYRAM GÜNÜ

Güler yüzlü bir bahar sabahıydı. Babam:

— «Onur, bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Bayram törenini birlikte izleyelim.» dedi.

Hemen babamın boynuna sarıldım. Yanaklarından öptüm, içim içime sığmıyordu.

— Sağol baba. Beni ne çok sevindirdin bilemezsin, dedim.

Hemen kahvaltımızı yaptık. Babamın elinden tutarak bayram yerine doğru yürüdük. Yol boyu evler, dükkanlar, mağazalar, okullar, daireler bayraklarla donatılmıştı. Geçit töreninin yapıldığı alana geldik. Konuşmacılar Atatürk'ten Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan kongrelerden söz etti­ler. Çok güzel şiirler okundu. Sonra çeşitli spor gösterileri seyrettik. Liseli ağabeylerin gösterileri çok güzeldi. Ateş çemberinden atlıyorlardı. Burada en çok hoşuma giden gösterilerden biri, beyaz ve kırmızı eşofman giymiş ağabeylerin yere yatarak bayrağımızın resmini çizmeleriydi. Bu gösterileri bütün seyirciler ayakta dakikalarca alkışladılar. Eve gelirken babama :

— Baba, neden 19 Mayıs Bayramı yapılıyor diye sordum.

— «Yavrum dedi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yurdumuzu düşmanlar paylaştılar. Bize yalnız Ankara ve çevresindeki bazı iller kalmıştı. işte bu sırada Atatürk «Türk yurdu bölünmez bir bütündür» diye harekete geçti. 19 Mayıs bin dokuz yüz on dokuzda yurdu düşmandan temizlemek için Samsun'a çıktı. Oradan Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas’a giderek Ulusal Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladı. Ordular kurdu.

Daha sonra yaptığı savaşlarla düşmanı yendi. 29 Ekim bin dokuz yüz yirmi üçte cumhuriyeti ilan etti.

O tarihten beri, her yıl Atatürk'ün Samsun'a çıktığı gün olan 19 Mayıs'ı Gençlik, Spor Bayramı ve Ata'yı Anma Günü olarak kutluyoruz. Atatürk bu bayramı «Türk gençliğine armağan etti» dedi.

— Demek Ulusal Kurtuluş Savaşımız 19 Mayıs bin dokuz yüz on dokuzda başladı. Onun için her yıl bu ulusal günü bayram yaparak kutluyo­ruz. Gençlik, Spor Bayramı size kutlu olsun, babacığım, dedim.

Babam durdu, gülümsedi.

— Onur. bayram hepimizin bayramı. Hepimize kutlu, mutlu olsun yavrum, dedi.

Onur DURUKAN



MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN'DA
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da

Samsun'a geldi. Bir süre çalıştıktan sonra

kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT memuru o günü söyle anlatıyor :

Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner sistemi olmadı­ğı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi. Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.

— Buyurun Paşam.

— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.

— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi görüştüremem!

— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.

Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı.

— «Sen ölürsen ben de ölürüm» dedi.

Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza'yı aradım. Derhal cevap geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa'nın adamlarının emir beklediklerini söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi bırakmadan baktı. Bir kağıda çabu­cak şifreli bir şeyler yazdı. Havza'ya iletmemi söyledi. Amasya ile de istedi­ği konuşmayı yaptı, sonra;

«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» Dedi ve maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım. Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, Atatürk'e hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı işte...

Ahmet Remzi COŞKUNER



19 MAYIS 1919

19 Mayıs,

Türk’ün temel taşıdır,

Onun ardından gelen

Kurtuluş Savaşı’dır.



İşte Türk gençliğine,

Sağlam temeldir, diye,

Türk’ün bu şanlı günü

Bırakıldı hediye.



Dünya 19 Mayıs

Bir kurtuluş düğünü.

Bugün 19 Mayıs

Gençlik ve Spor günü.

R.Gökalp ARKIN
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA

Ben o yılların macerasından geldim.

Barut, toz ve ihtilaldi hepten.

Dolaklı hilal bıyıklı süvarilerle,

Hüzünlü marşlar söyleyerekten

Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak.

Saf çelik kılıçlar ata yadigarı

Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar

Göğsü tekmil döğmeli bir zabitin ardından

Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.

Derdini bilemedik,

Dermanın olamadık Gazi Paşa,

Sana hasretimiz cân-ü yürekten.

Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız;

Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten,

Namlular elpençe, süngüler pusuda,

Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın

Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu,
Bir macera kaldı dillere destan,

Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil.

Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır.

Temmuzda bir serçe kalkar Sakaryadan

Ağustosta kartal döner.

Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden

Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam,

Geceler içinde patırtılarla yanar

Ağlamak ne kelime ki bizlere,

Ankara’dan gelir geçer trenim,

Bir gün olur elbet ben de binerim,

Varır toprağına yüzüm sürerim

Biz vatan çocukları. Gazi Paşam,

Dilimiz takılı kaldı;

Diyemedik

Boynumuz bükülü kaldı;

Doyamadık

Turgut UYAR








BANDIRMA VAPURU
BİR GEMİ YANAŞTI SAMSUN’A
Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı,

Selam durdu kayığı, çaparası, takası,

Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin

bacasından, bir duman

Bir duman değil bu!

Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan

Demir değil

Sarılan ana yurda

Kemal Paşa’nın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına,

Çıkarken yüce komutan,

Karadeniz’in halini bir görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar,

Kalktı takalar.

İzin verseydi Kemal Paşa,

Ardından gürleyip giderlerdi,

Erzurum’a kadar.

Cahit KÜLEBİ
Ben «bandırma Vapuru»

Esme rüzgar esme halim perişan

Mustafa Kemal'im güvertede

Ben Karadeniz'de dalgalarla boğuşan

Küçük köhne bir tekne

Baştan ayağa dek iman dolu

Bu hasretlik daha ne kadar uzar

Uçmak isterim Samsun'a doğru

Bakışlarım kararır gözlerim dolar,

Ben «Bandırma Vapuru»

Karadeniz'de küçük köhne bir tekne

Yağma yağmur esme rüzgar

Yolumu bekler Anadolu

Gümüş dere durmaz akar.

Mustafa Kemal'im güvertede

Dayamış alnım ufka bakar.

Ben «Bandırma Vapuru»

Var git başımdan Karadeniz

Bu gece efkarım var
N'oldu ey gönül n'oldu

Gümüş dere durmaz ağlar

Kan ağlar altmış üç ilimiz

Kan ağlar Anadolu

Ben «Bandırma Vapuru»

Mustafa Kemal'im güvertede

Kaputuna bürünmüş

Bakışlarında kararlılık saçlarında rüzgar

Yıldızlar geçiyor alnından

Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne.

Ben «Bandırma Vapuru»

Duyarım sesler gelir Anadolu'dan

Samsun'a doğru

Bir şey var gecenin içinde

Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan

Bir şey var gecenin içinde

Mustafa Kemal'in sevinciyle ağaran.

Mesut TARCAN





ŞU SONSUZ KOŞU

Samsun’a ayak basmış kahraman bugün,

Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda.

Davul zurna sesinde şahlanır düğün,

Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.



Atanın rüyasına gelincikler sun,

Emek bahçelerinin güzel gülünü...

Biz sonsuz bir sabahtayız... O, uyusun,

Sevincimiz coşturur onun gönlünü.



Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,

Dağlardan dağlara o zafer türküsü,

Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,

Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.



Al bayrağım Ankara Kalesi’nde hür,

Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,

Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür

Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.



On Dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,

Kiraz mevsimi, gençlik ayı, gül ayı,

Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,

Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atıf KANSU
SAMSUN GÜZELLEMESİ

Diner dertleri her gözü yaşlının,

Samsun’da teselli sunar dalgalar,

Şavkı vurmuş gibi “O gün başlı”nın,

Yanar pırıl pırıl, yanar dalgalar.



Rüzgar gibi gizli bir haber verse,

Kıyı yeşil giyip murada erse,

Ne gün kırık dökük bir gemi görse,

19 Mayıs’ı anar dalgalar.



Samsun göklerinde Türk’ün bayrağı,

Samsun tarlasının eşsiz toprağı,

Samsun tütününün altın yaprağı,

Uzakta bir gümüş pınar dalgalar.



Samsun suya doğru kaydıkça kayar,

Görenler yüzmeye niyetli sanar,

Su maviye, bahar yeşile boyar,

Cennete ulaştık sanır dalgalar.



Atayı anarken yanar burkulur,

Tunçlaşmış halini heykelde bulur,

Köpük köpük beyaz güvercin olur...

Ayak uçlarına kadar dalgalar.

Behçet Kemal ÇAĞLAR
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA
Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı

Selam durdu kayığı, çaparası, takası,

Selam durdu tayfası.



Bir duman tüterdi bu geminin bacasından

Bir duman

Duman değildi bu

Memleketin uçup giden kaygılarıydı.



Samsun limanına bu gemiden atılan

Demir değil

Sarılan anayurda

Kemal Paşanın kollarıydı.



Selam vererek Anadolu çocuklarına

Çıkarken yüce komutan

Karadeniz'in halini görmeliydi.



Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar

Kalktı takalar,

İzin verseydi Kemal Paşa

Ardından gürleyip giderlerdi

Erzurum'a kadar

Cahit KÜLEBİ




















MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Yeleleri alevden al bir ata binmiş;

Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,

Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,

Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri.



Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında,

Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,

Arkasından dağ dağ ordular geliyor

Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum

Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel

Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere;

Al bir ata binmiş yalın kılıç

Koşuyor zaferden zafere.



Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Ölmemiş bir Kasım sabahı;

Yine bizimle beraber her yerde.

Yaşıyor dört köşesinde vatanın;

Yaşıyor damar damar yüreklerde.


Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,

Mavi gözlerini ışıl ışıl, görüyorum,

Uykularıma giriyor her gece.

Ellerinden öpüyorum.

Ümit Yaşar OĞUZCAN






O GELİYOR
19 MAYIS

Bugün 19 Mayıs

Gençlik bayramı var!

Bugün Samsun ufkundan

Yeni bir güneş doğar.



Karanlığa gömülmüş,

Vatana nur oldu O,

Yas bağlayan ruhlara,

Yüreklere doldu O...



O bir yaman volkandı,

Başbuğdu, kahramandı...

Bugünü kuran odur,

Yurdu kurtaran odur.



Bugün 19 Mayıs

Gençlik bayramı var!

Bugün Samsun ufkundan

Yeni bir güneş doğar.

İ.Hakkı TALAS

Yıl 1919,

Mayıs’ın on dokuzu.

Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını,

Yeryüzüne can veren,

Cana heyecan veren,

Al yüzlü doğan güneş

Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar;

Siz de öyle bir anda yırtınız uykunuzu.

Uyanın Samsunlular.

Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını

Bugün Çaltı burnundan gülerek doğan güneş.



Yıl 1919,

Uyanın Samsunlular;

Uyumak ölüme eş,

Diriltin ruhunuzu,

Ufukta bir gemi var;

Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor?

Acaba yolu mu az, yoksa yükü mü ağır?

Bu gemi umut yüklü, inanç yüklü, hız yüklü,

İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır,

Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.

Bir baş ki, gökler gibi bir küme yıldız yüklü;

Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor. Yıl 1919

Mayısın on dokuzu

Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor.

Sanki harlı bir ateş

Yakıyor ruhumuzu.



Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.

Üzülmemek elde mi;

Hız yüklü, inanç yüklü, umut yüklü bu gemi

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,

O hız, doldukça damarlara kan gibi,

Gizli gizli inleyen her yürek canlanacak,

Ateş püskürecek uyuyan volkan gibi;

Gittikçe büyükleşen

Gölgene dikilmekten

Karardı gözlerimiz.

Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz!



Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel;

Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel.

Celal Sahir EROZAN






19 MAYIS 1919

yurdu düşmanlar sardı,

güneşimiz karardı.

Ninelerin gözleri

Birer kanlı pınardı.



Serin bahar meltemi

Gibi beyaz bir gemi

Samsun’a demir attı,

Göklerimiz ağardı.



Bu gemide inanan,

Yurda şan, millete şan;

Büyük, eşsiz kahraman

Mustafa Kemal vardı.

M.Necati ÖNGAY








GÜZEL SÖZLER

· 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür.

· 19 Mayıs yeni Türkiye'nin ve Atatürk'ün doğum günüdür.

· Spor gençliğin kuvvet kaynağıdır.

· Gençliğinde dik duranın ihtiyarlığında beli bükülmez.

· 19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç günüdür.

· Zafer, “zafer benimdir” diyebilenlerindir.

· Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.

· Zaferin büyüklüğü, savaşın çetinliği ile ölçülür.

· Zafer barışın en kısa yoludur.



ATATÜRK’ÜN GENÇLİK İLE İLGİLİ BAZI SÖZLERİ

· Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım, gözüm arkada kalmayacak.

· Türk çocuğu, çok zekisin, bu belli; fakat, zekanı unut, daima çalışkan ol.

· Bütün ümidim gençliktedir.

· Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik.

9 Mayıs 2008 Cuma

İLÇEMİZE SÜT İŞLEME TESİSİ



Yayladağı ilçesinde, ay sonunda hizmete girecek tesiste, günde 20 ton süt işleneceği bildirildi. Defne Süt Tesisleri kurucusu Turgut Çakılı, yaptığı açıklamada, tesisin yaklaşık 30 milyon YTL'ye mal olduğunu, yöre köylüsünden aldıkları sütü işleyerek peynir, tereyağı, ayran ve süt olarak paketleyip piyasaya sunacaklarını duyurdu. Kaymakam Süleyman Çelebi ile Belediye Başkanı Tayfun Kızılkaya'dan büyük destek gördüklerini belirten Çakılı, şöyle devam etti: ''İlçemizde süt sığırcılığına her geçen gün ilgi artarken, sütler yeterince değerlendirilmiyordu. Bu açığı gidermek için 400 metre kare kapalı alanı bulunan tesis kurduk. Köylünün sütünü değerlendirerek günde 20 ton süt işleyeceğiz. Bunun yanı sıra ilçemizdeki işsiz gençlere de istihdam sağlayacağız. İlk etapta 15 kişi görev yapacak. Yakın gelecekte bu sayı ikiye katlanacak.'’

Takım halinde altın madalya kazandılar…


Yayladağı Yatılı Bölge İlköğretim Okulu (YİBO) öğrencilerinin, İstanbul´da düzenlenen ´´Sosyal Bilimler Olimpiyatları´´nda takım halinde altın madalya kazanması okulda sevinçle karşılandı.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Erkan Şerifoğlu, kazanılan başarı nedeniyle Yayladağı Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'nda düzenlenen törendeki konuşmasında, Fatih Koleji tarafından 3-4 Mayıs tarihlerinde düzenlenen yarışmada, iyi olanaklara sahip okullarda eğitim alan 700 öğrenci arasından sıyrılarak bir gümüş, bir bronz, iki de jüri özel ödülünün yanı sıra, takım halinde de altın madalya almayı başaran öğrencileriyle gurur duyduğunu söyledi.
Şerifoğlu, öğrencilerden Müzeyyen Sertbaş'ın, ''Diyalog ve dinler arası sunum projesi'' ile bronz madalya, Hüsniye Kuş'un, ''Eğitim'' konulu projesi ile gümüş madalya ve Hilal Karabay ile Nurdan Çelik'in de jüri özel ödülü aldığını belirterek, ''İlçemizin ve okulumuzun adını duyuran öğrencilerle iftihar ediyoruz. Dershaneye gitme ve özel ders alma gibi şansları bulunmayan ve büyük çoğunluğu dar gelirli ailelerin çocukları olan öğrencilerimiz, takım halinde kazandıkları altın madalya ile de önemli mesajlar verdiler'' dedi.
YİBO Müdürü Salih Kaya’da, bütün hedeflerinin üniversite sınavlarını kazanan öğrenci sayısını artırmak olduğunu, aile, öğretmen, öğrenci üçgeniyle başarı çıtasını yükselteceklerini ve öğrencilerini destekleyeceklerini kaydetti.
Erkan Şerifoğlu, konuşmaların ardından dereceye giren öğrenciler ile YİBO Başmüdür Yardımcısı Duran Benli'ye ödüllerini verdi.

1 Mayıs 2008 Perşembe

YENİ VALİMİZE BAŞARILAR İNŞALLAH TÜM HATAY İÇİN HAYIRLISI OLMASI DİLEĞİYLE


Valiler Kararnamesi ile Hatay Valiliği'ne Atanan Edirne Valisi Nusret Miroğlu'nun özgeçmişi:
1947 yılında Bayburt'da doğdu. İlk ve orta tahsilini Bayburt' da yaptı. 1966 yılında Erzincan Lisesinden mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesine girdi ve 1970 yılında mezun oldu. Mezuniyetine müteakip avukatlık stajını bitirdi. 1972 yılında İçişleri Bakanlığı, Kaymakamlık sınavını kazanarak Kaymakam adayı olarak İstanbul'a tayin oldu. Daha sonra İpsala, Arhavi ve Eminönü Kaymakam Vekilliğinde bulundu. 1974 yılında Kaymakamlık kursunu başarıyla bitirerek Kurşunlu Kaymakamlığına atandı. Daha sonra 1977 yılında Emniyet Teşkilatına geçerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü 3.Şube Müdürlüğüne tayin oldu. Sonra tekrar 1978 yılında Mutki Kaymakamlığında görevlendirildi. Burada iken istifa ederek bir müddet avukatlık yaptı. 1980 yılında Isparta Emniyet Müdürlüğü'ne tayin oldu ve buradan da Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde Şube Müdürlüğü ve Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.1983'de Kastamonu Emniyet Müdürü olarak tayin oldu. 1984 yılında Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na getirildi. Bu görevde 4 yıl kaldıktan sonra 1988 yılında İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı oldu. 1990 yılında Yozgat Valisi olarak atandı. 2 yıl bu görevde kaldıktan sonra 1992'de Merkez Valiliği'ne getirildi. 17 Nisan 1996 tarihinde Bolu Valiliği görevine atandı. 07.08.2000 tarihine kadar bu görevde kaldıktan sonra Merkez Valiliği'ne getirildi. 30.01.2003 tarihli kararname ile Diyarbakır Valiliği'ne, 10.02.2003 tarihli kararname ile Koordinatör Valiliğine getirildi. 16.09.2004 tarihinde Edirne Valiliği görevine getirildi.Evli ve beş çocuk babasıdır.

0 Yorumlarınız Etiketler: Haber, Hatay



Valimiz Ahmet KAYHAN veda ediyor
Hatay Valisi Ahmet Kayhan, Hatay’da görev yaptığı süre içerisinde, şehrin gelişimi için büyük bir çaba harcadığını ifade etti.
Hazırlanan son valiler kararnamesi ile merkeze alınan Hatay Valisi Ahmet Kayhan, Hatay’da geçirdiği 2 yıl 4 aylık görev süresi içinde şehrin özellikle içme suyu ve yol sorunlarını önemli derecede çözüme kavuşturulduğuna dikkat çekerek, “Köylerin Altyapısını Destekleme (KÖYDES) ve Belediyelerin Altyapılarını Destekleme Projesi (BELDES) ile önemli hizmetlere imza attık. Bu projeler ile, şehrin yol ve içme suyu problemlerini büyük oranda aştık. Yollar asfaltlandı ve toplam bin kilometre yolun asfaltını yaptık” dedi.
Şehrin en önemli konularından birinin güvenlik konusu olduğuna dikkat çeken Vali Kayhan, “Geçmiş yıllarda Hatay’da asayiş konusunda çeşitli sorunlar yaşanmış. Ancak benim Hatay’da görev yaptığım 2 yıl 4 aylık görev süresi içinde, Emniyet Müdürlüğümüz ile ciddi bir çalışma yaptık ve asayiş olayları en aza indirildi. Asayişin sağlanması konusunda başarılı olduk” dedi.
Bu arada, 15 yıl gibi bir süredir Türkiye’nin değişik şehirlerinde vali olarak görev yaptığına dikkat çeken Hatay Valisi Ahmet Kayhan, “15 yıldır ilk defa merkeze alınıyorum. Bizim mesleğimizin gereği bu tür atamalar ve görevlendirmeler doğal olarak yapılır. Biz verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmekle yükümlüyüz” dedi.
Vali Kayhan ayrıca, Hatay'a atanan ve kısa süre sonra göreve başlayacak olan Edirne Valisi Nusret Miroğlu'nu önemli görevlerin beklediğini ifade ederek, Hatay’da ilk olarak turizm sektörünün gelişmesi ve sulama sorununun çözüme kavuşturulması için önemli çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi

Kaymakamımız hayırlı hizmetlerine bir yenisini daha ekledi.


Yayladağı Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kanalıyla Yenice Köyünde ikamet eden 1924 doğumlu kimsesiz ve yaşlı durumda olan Mama YALÇIN adlı vatandaşımızın yaşadığı tek odalı çatı ve tavan kısmı çökmüş olan evininin tadilatı yapılarak kendisine teslim edildi. Yayladağı Kaymakamımız Süleyman ÇELEBİ ‘ bu vatandaşlar gibi yaşlı ve kimsesiz olan vatandaşlarımızın başımızın üstünde yeri var.’ diyerek. ‘Biz bu gün Türk Milletinin köklerinden gelen muhtaçlara,zor durumdaki insanlara, zayıflara yardım etme geleneğini vakıf kanalıyla devam ettirmeye çalışıyoruz. bu gelenek bize ecdadımızdan kalmıştır ve bizler tarafından bu gelenek devam ettirilecektir.’ Dedi.Evinin çatı ve tavan kısmı onarılarak teslim edilen Mama YALÇIN’ın çok duygulandığı gözlerden kaçmadı. Mama YALÇIN Kaymakamımız Süleyman ÇELEBİ’ye ve Vakıf çalışanlarına Teşekkür etti.