4 Ekim 2007 Perşembe

GELECEKTE YAYLADAĞI (sayın kaymakamımız Süleyman Çelebi anlatıyor.



Geleceği parlak bir Yayladağı
Yayladağı, makus talihini yeniyor. Bir çok projenin hayata geçmesiyle ufku açık bir ilçe olacak ve göç veren değil göç alan bir yer haline gelecek. Coğrafi konumu itibariyle sürekli geri planda kalan ve bir türlü gelişemeyen Yayladağı ilçesi, hayata geçirilen büyük projelerle bu makus talihini yenmeye başladı. Yayladağı-Antakya yolunun büyük bir kısmının bu yıl sonuna kadar bitirilmesiyle ulaşım kolaylaşacak, 2007 yılının başından itibaren Gümrük kapısının yeniden yapılandırılıp modernize edilmesiyle ticaret canlanacak. Barajın faaliyete girmesiyle de nihayet sulu tarıma geçilecek. Tüm bu muhteşem projelerle birlikte Yayladağı ufku açık bir ilçe haline gelirken, artık göç veren değil göç alan bir bölge haline gelecek. Ziyaret ettiğimiz Yayladağı Kaymakamı Enver Ünlü, bize hem ilçeyi tanıttı hem de yapılan ve yapılacak olan projelerle ilgili bilgiler verdi. Yayladağı’nın talihini değiştirecek olan en büyük projenin Yayladağı-Antakya karayolu olduğunu söyleyen Kaymakam Ünlü, oldukça zahmetli olan yolun, yeni çalışmalarla birlikte ulaşımı kolay bir hale getirileceğini, şuanda yüzde 35’inin tamamlandığını, yıl sonuna kadar da yüzde 90’ının bitirileceğini ifade etti böylelikle gözle görülür bir canlanma olacağına inandığını dile getirdi. Kaymakam Ünlü ayrıca yeni yolla birlikte 288 olan virajın 20-25’e kadar düşürüleceğini de sözlerine ekledi.
Bölgede yapılacak ikinci büyük projenin gümrük kapısında yapıla-cak yeni yapılandırmalar olduğunu belirten Kaymakam Ünlü, kapının modernize edileceğini ve fiziki olarak yeniden düzenleneceğini söyledi. Yol ile gümrük kapısın-daki düzenlemelerin böl-geye canlılık getireceğini, ticareti artıracağını ifade eden Kaymakam Ünlü, ulaşımın kolaylaşmasıyla bir çok sektörün bölgeye yöneleceğine olan inancını dile getirdi. İl genelinde bir ilki gerçekleştirerek, ilçede Süt Birliği kurduklarını belirten Kaymakam Ünlü, 5’er tonluk üç adet süt toplama tankı oluştur-duklarını, bu şekilde ilçede süt üretimini artırıp, ürünün direk hijyenik bir şekilde pazarlanmasının sağlanabileceğini bildirdi. Kaymakam Ünlü, ilçenin tarihi ile ilgili de şu bilgileri verdi: “İlçenin tarihi durumu milattan önceki yüz yıllara kadar uzanmaktadır.
Bölgenin batısında bulunan ve yörenin en yüksek yeri olan Keldağ üzerinde mahalli ismi Harabe Kilise olarak bilinen ve tarihi kayıtlara göre ismi Barlahan olan kilisede yapılan kazılarda üç devreye ait paralar bulunmuştur. Bu paraların İyonyalılar’a, Romalılar’a ve Abbasiler’e ait olduğu tespit edilmiştir. Yine aynı bölgede Montblace isminde bir şehrin bulunduğu ve dünyanın üçüncü büyük şehri olduğu, bütün kervan yollarının buradan geçtiği, dünyada ilk olarak şarapçılık ve ipekçilik monopolünün burada kurulduğu, 60 odalı hastanenin yapıldığı tespit edilmiştir. Şehrin üzerinde kurulduğu Keldağ’ ın volkanik bir dağ olması dolayısıyla bir püskürme neticesinde şehrin tamamen yok olduğu belirtilmektedir. Yine Keldağ üzerinde bulunan bu kilisenin 1700 yıllık olduğu, Senpiyer kilisesinden sonra yapıldığı araştırma neticesinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca Denizgören köyünün Bayındır adı verilen mevkiinde Hocalar kilisesinden önce yapıldığı, şu savla ileri sürülmektedir. Hıristiyanlık dininin ilk ortaya çıktığı dönemde bu dine mensup olan çeşitli baskılarla karşılaşmakta ve bu kişiler genellikle gözden uzakta, saklanması ve kaçması kolay olan yerlerde yetiştirilmektedir. Bu sebeple Hıristiyanlık dinin içerisindeki resimler özelliğini günümüze kadar korumuştur. İlçe daha sonra Osmanlılar’ın idaresine geçmiş I. Dünya Savaşı sonuna kadar bu yönetime bağlı olarak kalmıştır. Evliya ÇELEBİ Seyahatnamesinde ilçeden Trablusgarp Şam’a bağlı ORDU köyü olarak bahsetmektedir.
I. Dünya Savaşının sonunda ilçe Fransız işgaline uğramış ve 18 yıl Fransız yönetiminde kalmıştır. Hatay’ın müstakil devlet olması üzerine bir yıl Hatay devletinin bir ilçesi olmuş ve Hatay’ın Anavatan’a ilhakı ile 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne katılmıştır. İlçenin ismi Karadeniz bölgesindeki “Ordu” ile karıştırıl-maması için ilçenin doğusunda bulunan Yayladağı adından esinlenerek YAYLADAĞI olarak değiştiril-miştir.”

Hiç yorum yok: