15 Ocak 2008 Salı

BİZ YAYLADAGLIYIZ YAYLADAĞI İÇİN ÇALIŞIYORUZ( BU BÖLÜMDE YAYINLANAN BİLGİLERİN TAMAMI http://www.yayladagiradyosu.com ADRESİNDEN ALINTID

SİZLERE DAHA GÜZEL BİR YAYLADAGLIYIZ SUNABİLMEK İÇİN BU ALINTILARI YAPMIŞ BULUNUYORUZ VE http://www.yayladagiradyosu.com YÖNETİMİNE TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ


İLÇEME SESLENİŞ

Hatay'ın şirin ilçesi
Taa..Eskidir tarihçesi
Ormanı,dağı.bahçesi.
Güzeldir Yayladağı'mın.

Suriye var sınırında
Çam ormanı dört bir yanda,
Yurdumun en güneyinde,
Konumu Yayladağı'mın.

Orda piknik cana değer,
Çam havası şifa eder,
Gamlı gelenler şen gider,
Devrent'te Yayladağı'mın.

Yalan bilmez doğru söyler,
Büyüğünü sayar sever,
Ahbaplığı ömre bedel,
İnsanı Yayladağı'mın.

Tütün eker, kırar dizer,
Orak ile ekin biçer,
Ormanında kesim keser,
Reçberi Yayladağı'mın

Oruk şişbörek köftesi,
Tandırda fıtır ekmeği,
Lokum ,sebzevemeyvesi,
Lezizdir,Yayladağımın,

Düğünü davul zurnalı,
Deli arap çifte telli,
Başı çeker el mendili,
Seymeni Yayladağı'mın.

Köyünde mersah kurulur,
Davullar güm güm vurulur,
Aba giyer meydan alır,
Yiğidi Yayladağımın.

Yusuf AÇAZ'ım böyle der,
Bir söylerse birde dinler,
Mızrap elde teller inler,
Sazında Yayladağı'mın.

YUSUF AÇAZ
Söyleştiler

Boz Azime'nin oğlu
Selim Çavuş ile
Kör Nuru'nun oğlu Al'efendi
Söyleştiler

Dedim ya gene derim
Bizim Asarcık var ya Al'efendi
Bizim bu deyyus köyü var ya
Vallah billah adam olmaz
İtler köpekler olur da
Bizim köy olmaz Al'efendi
Dinime imanıma talağıma
Avradım benden boş olsun
Yalan yanım yere gelsin
Bizim köy adam olmaz Al'efendi

Adam ta Angara'dan kalkıp
Büyük başınnan ayağımıza gelmiş
Böyle mi değil mi Al'efendi
Yüzünden nur damlıyo şıp şıp
Ağzından bal akıyor konuşurken
Nohut gibi dane dane olup sesi
Beynimize giryo Al'efendi
Ah ki bizim köyde beyin nerde
Bir kulağımızdan girip
Ötekinden çıkıyo dedikleri
Böyle mi değil mi Al'efendi

Adam ne dedi bak Al'efendi
Kardaşlarım dindaşlarım
Verin kolunuzdan kopanı
Tanrı veren kullarını sever
Şeker gibi söz Al'efendi
Ah ki bizim köyün adamı ham
Toplana toplana ne toplandı
Üç bin lira para bir kamyon kavak
Yüzüm yere düştü utancımdan
Dinime imanıma talağıma
Bizim köy adam olmaz

Ne gülüyon Al'efendi
Bir çürüklük mü var sözlerimde
Haydi be Kör Nuru'nun oğlu
Gavır Ali sen de
4Yolkesen

İzmir'e gittiniz mi hiç
Turgutlu'dan geçerken
Çiçekler yolunuzu kesti mi
Göz göze geldiniz mi doğayla
Başınızda kavak yelleri esti mi
Saç sakal ağardıktan sonra

İzmir'e gittiniz mi hiç
Salihli'den geçerken
Bağlar yolunuzu kesti mi
Asma gibi kızlarla
Kız gibi asmalar
Halay çekerken kol kola
Annelerinden izin alıp
Katıldınız mı aralarına

İzmir'e gittinizse eğer
Aylardan mayıs olmalı
Günlerden Gökova
Dargındınız küskündünüz
Barıştınız mı doğayla
Şiir yolunuzu kesti mi
Kuruyan ağzınızı dayayıp
İçtiniz mi kana kana

Ben İzmir'e giderken
Akdeniz'e selam götürdüm
Bir gelinlik kızı gözlerinden
Çürük bir davul patladı kulağıma
Yarım kaldı halk düğünüm
Ben Asarcıklı çoban
Ağzımı keçiler yedi
Ne darıldım ne gücendim
Bir delik daha deldim kavalıma

Dünya dedikleri yuvarlak kitap
Işıklarınız sönmeden
Kaç sayfa okuyabildiniz
Sevgi dediğimiz solmaz bir kumaş
İpliğiniz tükenmeden
Kaç metre dokuyabildiniz
Giydiniz mi doya doya
ALİ YÜCE

YAYLADAĞI
Hepsi aynı soydan ama,
Hayret edersin bana
Sadece bir görün bana,
Köyünü söyleyeyim sana....

Yan yatık,dirseği yırtık
TUMAMA'lımısın
Bakır taşlı,kirli fesli
KARAKÖSE'limisin
Avradı azgın,erkeği mazlum
KÖRFE'limisin
Eli silahlı beli bıçaklı
ÇAKI'lımısın
Hepsi gerici birisi ilerici
KERER'limisin
Bir ay dua eder 11 ay hanek eder
K.BOĞAZ'lımısın
Küfürü sayılmaz rakısız düğün olmaz
GÖZLÜCE'limisin
Asıra uymaz tomana sığmaz
URFAYIL'lımısın
Namazı çok dini yok
BEZGE'limisin
Denize bakar avradı sakar
MÜRSELEK'limisin
Devirmesi çoktur iyi geçimi yoktur
ÇANDIR'lımısın
Taşları mermer aslını inkar eder
DUSTURU'lumusun
Tütünü meşhur kıçını kaşır
EĞERCİ'limisin
Camisi büyük cemaati küçük
KARACAAHMET'limisin
Lafıma kızma aptaldan bozma
KÜRPÜÇÜK'lümüsün
Gitmeyin sakın selası yakın
KARACURUN'lumusun
Silahı duvarda avradı hovarda
SÜRÜTME'limisin
Lahana yeri birçoğu deli
HAMAM'lımısın
Karnı toktur yalanı çoktur
LOBAS'lımısın
Havası serin tavası derin
NİŞRİN'limisin
Gece kumarda gündüz hovarda
TİNZİRİ!limisin
Dayanamaz sıcağa erken girer kucağa
BEYSUN'lumusun
İneği çok danası yok
HANSUMA'lımısın
Kabağı çok yiyeni yok
KANDIL'lımısın
Tüccarı çok parası yok
KIŞLAK'lımısın
Hendekten atlatan kurbağa çatlatan
ASARCIK'lımısın
Çökeleği kurtlu şalvarı çatlı
ŞAKŞAK'lımısın
Kızları 15'te karısı dört eşte
CİNDAL'lımısın
Bahçesi bülbüllü kendisi üç dilli
HAYNI'lımısın
Buğdayı satıp arpayı yiyen
MARSI'lımısın
Tandırı kuran hükümeti yıkan
SALKIYA'lımısın
Suyu çok ekmeği yok
ÇAKSINI'lımısın
Davası çoktur avukatı yoktur
BOZLU'lumusun
Odası yok ağası çok
SOFULAR'lımısın
Ayağı edikli beli düdüklü
OKÇULAR'lımısın
Bunlardan sadece birindenmisin öylese
YAYLADAĞI'LISIN
KUL ÖĞRETİ[/i]


BULGUR PİLAVI

Taze üzüm uçtu gitti havaya
Elma firar etti gelmez bölüğe
Nohut hakem olmuş bakmaz duaya
Acemiyi yakar bulgur pilavı

Soğan katip olmuş kalem elinde
Havuç izbandut olmuş asker peşinde
Mercimek çavuş olmuş aylık izinde
Acemiyi yakar bulgur pilavı

Patilican kalk borusu çalıyor
Ispanak tüfeği emniyete alıyor
Fasulye askeri cephaneye çağırıyor
Aceminin dostu bulgur pilavı

Helva masada yer bulamadı
Hoşaf kursa gitti kazanamadı
Pirinç hamama gitti yıkanamadı
Aceminin arkadaşı bulgur pilavı


Havasıyla suyuyla,
Kızlarının huyuyla,
Kıvrım kıvrım yoluyla,
BöyledirYayladağı.

Cebel akra dağıyla,
Seyrek olan bağıyla,
Keçisinin yağıyla,
Başkasın Yayladağı.

Kastalı şırıl şırıl,
Çok çalış harıl harıl,
Gitme buraya Sarıl,
Sahipsiz Yayladağı.

Tıpkıyla kuşlar tutan,
Her mevsim çokça yatan,
Çaşırlı peynir satan,
Bir yerdir Yayladağı.

Her zaman garip oldun,
Vaktinden önce soldun,
Yavuz selime yoldun,
Ömürsün Yayladağı.

Yinede çok sevenin,
Bayramlarda gelenin,
Zerresi yok hilenin,
Dürüstsün Yayladağı.

Gül değil dikeni çok,
İnsanı aç gönlü tok,
Başka Kadir oktay çok,
Sahipsiz Yayladağı.

Kadir OKTAY


Aşık Abdullah İnalöz

Fransız işgal yıllarında, 1936'da Yayladağı'na bağlı Hansuma (Kulaç) köyünde doğan aşığın babasının adı Sabri, annesinin adı Ayşe'dir.

İlkokul 3'e kadar kendi köyünde okuyan, 4. ve 5. sınıfları Yayladağı'nda tamamlayan şair, askerlik dönemine kadar köyünde çobanlık ve çiftçilikle uğraşır. Başkalarının yanında “tutma” olarak çalışır.

Dedesi Mehmet Faki, köyünün imamı olup sesi çok güzelmiş ve yanık sesiyle kasideler okurmuş. Babası ve kardeşlerinin de seslerinin güzel oluşu, genetik özellikleri bakımından ailesinin, şiir ve müziğe eğiliminin bulunduğunu gösteren aşığın, kendi çocukları da müzikle ilgiliymiş.

Köyde yaşadığı yıllarda köyünün yiğitbaşısı ve bayraktarı olarak sevilen kişisidir aşık. Onsuz düğünler kurulmaz, türküleri ve destanlarıyla, aba güreşiyle düğünlerin aranan seğmeni olmuş. Ancak 1958'de askerden gelip amcasının kızı Saniye ile evlendikten sonra, yaşamına yeni bir yön çizmek için diyar diyar dolaşmaya başlar. Gürül gürül çoşup gelen sesi ve halk şiirinin değişik türlerinde yazdığı şiirlerle kısa sürede çevrede tanınan Abdullah İnalöz, özellikle destanlarıyla halkı etkilemeye başlar. Boynunda teybi, elinde destanları il il, ilçe ilçe dolaşan şairin ilk eşinden 3, ikinci eşinden 4 olmak üzere 7 çocuğu olur. Bu çocukları aşıklıklarıyla besleyemeyeceğini anlayınca, bir işe girmek için boğuşmaya başlar. Şiirinin de gücüyle etkilediği Hatay Valisinin devreye girmesiyle 1967'de Sağlık Okulu'na işçi olarak girer. Burada, Antakya Doğum Hastanesi'nde, Halk Sağlığı Laboratuvarı'nda uzun yıllır çalıştıktan sonra 1993'te emekliye ayrılır.

Aşık Veysel, Ali Ercan, Ceyhanlı Aşık Ferrahi başta olmak üzere Hataylı halk şairleriyle de diyalogları olan aşık, Kumlulu Aşık Mehmet Sönmez'le de düşüp kalkmıştır. Demirköprü güzergahındaki Bözhöyük köyünde düzenlenen aşıklar yarışmasına katılarak bronz madalyayı dönemin Valisi Turan Şenel'den alan şair, yaşamı boyunca olaylar içinde deneyim kazanır, acılar içinden geçerek pişer. Öylesine insancıldır ki pek az bulunan kan grubu sıfır negatif olduğundan, 70'e yakın hastaya kan vermiştir. Bunu yaparken dinsel ve etnik ayrım yapmayı aklının ucundan bile geçirmemiştir ki, Samandağlı Hıristiyanlar'dan Kasım Berigel'in eşi kan kaybından ölmek üzereyken ona hayat vermiştir.

İnsancıllığının yanında haksızlığa karşı amansız bir mücadele de yürüten aşık, birçok olayın üzerine şiirleriyle gittiği gibi, Sabah gazatesinin muhabiri olarak konuları basına aktarıp kamuoyu yaratmıştır. Yaşamda böylesine atak, mücadeleci ve gezgin bir kişilik sergileyen Aşık Abdullah İnalöz, şiirlerinin hiçbir yerde yayınlanmasına izin vermemiştir. Yüzlerce şiir yazar aşık, bunları bir kitap halinde yayınlamayı düşünmektedir

YAYLADAĞI

Samandağı'ndan örnek alsın böyükler
Ötmez gayrı yalan öten düdükler
Virajlı yollar yüksek gedikler
Neden düz bir yolu yoktur ilçemin?

Ne fabrikası var ne bir üniversitesi
Bağırsa çağırsa duyulmaz sesi
İlçem ilçelerin sondan birisi
Elinden tutanı yoktur ilçemin.

Var paşası var genel müdürü var valisi
Niye el uzutmaz bunun birisi
İlçem ilçelerin sondan birisi
Elinden tutan yoktur ilçemin.

Ben de bu ilçenin bir neferiyim
Doğru söylerim ondan geriyim
Derdini bakana açan biriyim
En büyük derdi yoldur ilçemin

4 yorum:

Adsız dedi ki...

site kurmanız çok güzel fakat YAYLADAĞI nın gençlerini daha düzgün kişilerden seçebilirdiniz.Ellerinde sigaralarla çekilen fotoğraflar gerçekten çok kötü sizin yerinizde olsam çalışanları çekerdim zibidileri değil

Adsız dedi ki...

ayrıca daha fazla araştırma yapabilirsiniz

http://tipobet100.com/Register-49 dedi ki...

sevgili ziyaretçilerimiz öncelikle sitemize karşı göstermiş oldugunuz ilgiden dolayı sizlere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız şimdi yorumlarınıza karşı cevap vermekte bıraz zorlanacaz tabi buda sizlerden kaynaklanan bir olay yorumlarınızı eklerken rumuzunuzuda belirleseydiniz sizlere cevap vermekde biraz daha rahatlıycaktık ama bende öncelikle ilk yorumu gönderen yani isimsi (1) kardes iyi güzel hoş diyosun ama bu resimleri ben çekmiyorum çekilenleri onlar bana gönderiyor elimde olan bişey olsa inan ki bende senin gibi düşünür çalısanları çeker sizlere ulaştırabilirdim tabi kusura bakmayın ma sizide eger yayladaglıysanız kınıyorum lutfen ellerınde sıgara var dıye zıbıdı dıye hıtap etmenız sıtemızce cok yanlıs onlarda bizim yayladagınımızın gençleri onlarda bizim kardeşlerimiz bizim insanımız o yüzden kardeşlerimize zibidi kibi laflar kullanmanız çok yanlış saygısızlık ettiysek sitemiz tarafından sizlerden özür dileriz Dj-ToCMaC VE SİZ SEVGİLİ İSİMSİZ (2) SİZE SÖYLENECEK Bİ SÖZÜMÜZ YOK MTABİ SİZDE HAKLISINIZ SİZ VE SİZİN GİBİLER DAHA DEĞİŞİK DAHA GÜZEL KAYNAKLAR GÖRMEK İSTEYEBİLİR AMA WEP SİTEMİZ YAYLADAĞI HALKIMIZDAN YETERLİ DESTEĞİ ALAMADIĞINDAN ANCAK SİZLERE BU KADARINI SUNABİLİYORUZ AMA BU ARALAR YAYLADAGINDAN KENDİMİZE WEP SİTEMİZİN ÜST KÖŞESİNE YAZIMIZIDA ASTIK OKURSANIZ MENAJER ARAYIŞI İÇİNDEYİZ İNŞ GÖNÜLLÜ BİR MENAJER BULABİLİRSEK HER ŞEY DAHA GÜZEL OLACAĞINA İNANIYORUZ SAYGILARIMIZLA HER İKİ ZİYARETÇİMİZEDE BİZLERE KARŞI GÖSTERMİŞ OLDUKLARI İLGİYE KARŞI SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ YAYLADAGLIYIZ YÖNETİMİ(Dj-ToCMaC)

tinzirili dedi ki...

selam evet yayladağını nette görmek çok güzel.bende diğer arkadaşın zibidi lafını hiç beğenmedim gençlik zamanımda bende yayladağında elimde sigarayla çoook gezmiştim ve şimdi 7 senedir sigarayı bıraktım ve 15 yıllık memurum.ama diğer arkadaşa katılıyorum daha fazla araştırıla bilir ve eminim çok güzel konu ve resimler yakalanabilir.örneğin ekşi zamanı nar çırpma olayında köylülerin toplanıp yardımlaşarak nar çırpıp ekşi kaynatmaları,bulgur kaynatmaları,tuzlu yoğurt yapmaları,biber salçası yapmaları,ceviz çırpmaları v.b gibi ve yorulup acıktıklarında şöyle odunlu ocakta ve toprak çanakta acılı domatesli bulgur pilavı mis gibi kokar ve tadına doyulmaz.bu anlar çok güzel yorucu fakat çok eğlenceli anlardır ve köylüler bunları genelde toplanıp yaparlar.gerçi eskiden bu yardımlaşmalar daha çok oluyordu zamanla azalıyor ama halen var.el emeği göz nuru bu gıdaları satarak evlerini geçindiriyorlar.tamamen alın teri.